Türkiye geçtiğimiz Pazar günü bir kez daha sandık başına gitti.Anket firmaları,yaptıkları anketlerde seçimin sonucunun yine koalisyonu gösterdiğini söyledi.Öyle ki yandaş anket şirketleri bile AKP'nin oyunu en fazla 43 olarak göstermişti.Hiç kimse AKP'nin %49'ları bulabilceğine inanmıyordu.
Aslında herşey 7 Haziran'dan sonra başladı.AK Parti,7 Haziran Genel Seçimlerine uzun süren tek başına iktidar'ın vermiş olduğu rahatlık ve güven ile gitti.Ancak 13 yıllık tek başına iktidar sürecin de yapılan yanlış adımların,konuşmaların ve tavrın faturasının 7 Haziran'da kesileceğine AKP'den kimse ihtimal vermiyordu.7 Haziran akşamı sandıktan %40,6'lık oy oranı ile birinci parti çıkan AKP,bu sonuca sevinemiyordu.Çünkü 13 yıllık tek başına iktidar dönemi sona ermişti.
Artık Türkiye'nin önünde eskiden de tanıdık olduğu Koalisyon dönemi vardı.Televizyonlarda günlerce koalisyon senaryoları konuşuldu.Ancak bu durumdan rahatsız olan bir kişi vardı,O kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dı.Erdoğan'ın amacı 400 milletvekili alarak,anayasa değişikliği yapmak ve Başkanlık sistemini Türkiye'de hayata geçirmekti.Ancak bu amacı HDP'nin barajı geçmesiyle suya düşmüş oldu.
Bu durumda Erdoğan'ın bir B planı mevcuttu.Erdoğan,B planını hiç zaman kaybetmeden devreye sokmuştu.İlk olarak koalisyon sürecinin olumsuz sonuçlanması gerekiyordu.Erdoğan,bunun için Davutoğlu'na görevi verdiği sırada ''Zaman geçsin diye görüş ! '' diye talimat verdi.Davutoğlu'da Erdoğan baskısına karşı gelemeyecek biri olduğu için Erdoğan'ın dediğini yaparak koalisyon görüşmelerini göstermelik olarak devam ettirdi.
Davutoğlu,Saray'dan aldığı talimatı yerine getirerek,Koalisyon sürecinin olumsuz olarak bitmesini sağladı.Sürecin bitiminden sonra görevi Erdoğan'a iade etti.Erdoğan'nın Anayasa'ya göre görevi en çok oy alan ikinci parti'ye vermesi gerekirken,Erdoğan bunu yapmayıp,Erken Seçim kararı verdi.
Bu karar muhalefet tarafında ciddi tartışmalara yer açsa da,Türkiye 1 Kasım'da tekrar sandığa gidecekti.Erdoğan,B planının birinci kısımını tamamlamıştı.Sırada kaybedilen oyların geri kazanılması vardı.Ankara'da ki patlama ve 104 vatandaşımızın ölümü Erdoğan'nın ekmeğine bal süren bir gelişme oldu.
Erdoğan ve Davutoğlu başta olmak üzere bütün AKP'liler,bu patlamayı bir fırsata çevirmek için uğraştı.Medya'ya olan baskıyı arttıran AKP,İpek-Koza Medya grubuna Kayyum ataması yaparak,kendisine yandaş olmayan Bugün,Kanaltürk kanalları ve Millet gazetesine el koydu.Yapılan bunca hareketten sonra anket şirketleri sahipleri AKP için deyim yerindeyse ''Batan Gemi'' benzetmesine yakın tabirler kullandı.
Ancak AKP'liler,1 Kasım'da sandıktan çıkacak sonuçtan korktukları için önlemlerini almışlardı.Seçim günü sonuçlar asla gerçeği yansıtmayacaktı.Nitekim de öyle oldu.Seçim günü yaşanan olaylardan bazıları şunlardı;
-Seçim sonuçlanmadan,oy verme süreci sürerken çoğu sandıkta çıkan oyların yazıldığı ıslak imzalı kağıtlar boşken imzalanmaya başlandı.
-Oy kullanmaya gelen seçmene AKP'ye oy karşılığı 200,On kişi daha olursa ekstra 200 TL verilme vaadi yapıldı.
-AKP'li milletvekilleri sandıkları gezdi.
-Oy sayma işlemi bittikten sonra ıslak imzalı sonuç tutanakları daha teslim edilmeden sonuçlar ilan edilmeye başlandı.
-YSK,SEÇSİS'e erişimi engelledi.
Bu yaşanan olaylar akabinde AKP %49,45 oy alarak tek başına iktidar oldu...Sizce bu AKP'nin gerçek oy oranı mı?...Yorum sizin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder